Tekrar Nasıl Güveniriz?
Uzun zamandır yaşadığımız korku, endişe ve kaygılar güven duygumu epey azalttı, hatta bitirdi diyebilirim. Virüs ne olacak? Gezegenimizin iklim krizi ve gidişatı ne olacak? Ekonomi ve yaşam nasıl şekillenecek? Güven içerisinde yaşadığımız yaşamlarımıza ne zaman geri dönebileceğiz? Tüm bu endişelere ilave olarak yakın ve uzak çevremdeki kayıplar da eklenince psikolojik olarak içinden çıkılması zor bir ruh haline saplanıp kaldım sanki. Belirsizlik ise çıkış yolunun önünde duran bir engel olarak kaldı. Ne olacağını bilmeden güvende hissetmek iyice zorlaştı.
Son zamanlarda aşıların hayatımıza girmesi, vakaların azalması ve hayatın normalleşmeye başlaması insana biraz da olsa umut vermeye başladı ama aklımda hep şu soru var: Tekrar nasıl güveniriz?
Güven duygusu, anladım ki, genel olarak dışarıda aradığımız bir şeymiş. Sahip olduklarımızla güven duygusuna sahip olmak. Doğal olarak, maddi birikimlerimizle öyle zannederiz ama her an her şeyin değiştiğini de biliriz. Çok güvendiğin varlıklar bile bir anda yok olabilir. Anne, baba, aile, maddiyat, iş, ev, arkadaşlar, sosyal çevre, sağlık… Son dönem bize bunları her an kaybedebileceğimizi gösterdi. Garanti sandığımız hiçbir şeyin dışarıda olmadığını bilmek bizi derin bir korkuya götürdü. Yaşamımız içinde güvenle yaptığımız her aktivite tekrar tekrar sorgulandı. Sevdiklerimizle olmak, onlara sarılıp öpmek tehlikeli denildi.
Artık en çok ihtiyacımız olan bağ kurmak yasaktı. 2 metre mesafe, dokunmak yok. Sokağa çıkmak yasak, güvenle yürüdüğümüz yollar tehlikeliydi, gittiğimiz berberler, sinemalar, restoranlar tehlikeliydi. Artık yaşam bir tehlikeydi ve biz ilkel zihnimize döndük. Sürekli tedirgin, neye güveneceğimizi bilemeden kaygı dolu günlerin ardından tekrar hayata bağlanmak, güveni yanlış yerde aradığımızı fark edip içimize dönebilmekten geçer belki de.
Burada yine kaynağımıza, bizi yaratan güce döneriz. Doğaya sadece bakmaktan öte onu gerçekten görmenin iyileştirici ve güven veren bir yanı vardır hep. İnsanlar onun için doğada daima huzur hissederler. Dirençsizce yaşayan canlılar dünyasıdır doğa ve onunla bütünlüğümüzü hissederiz her nefes alışımızda. Onun yarattığı bu muhteşem hayatın her detayının nasıl eksiksiz olduğunu görürüz. Her şey olması gerektiği gibi olur, gelenler ve gidenler zahmetsiz bir akış içerisindedir. İşleyişte tek bir bozukluk göremeyiz. Tüm canlılar teslimdir onu sevgiyle yaratana.
Mevsimlerin döngüsü gibidir hayatımız, onu yaşatan var eden güç her kıştan sonra yeniden nasıl can verir ve tüm bereketiyle çiçek açtırırsa her fırtınadan sonra açan güneş gibi bizim de hayatımıza güneş doğacaktır. Her şey geçer. Çaresizlik yoktur, çünkü bu dünyada her soru cevabıyla aynı anda var olmuştur. Tüm cevaplar kalbimizdedir. Güven sadece bizi her an her nefesimizle canlı tutanadır. Nasıl ve ne zaman olacağını bilemesek de bize her zaman bir yeniden doğuş vardır. Ölüm gibi zannedilen yeniden doğana açılan bir kapıdır sadece.
Bu cümleler isyan içindeyken veya acı durumlar yaşanırken pek anlam ifade etmeyebilirler. Bununla birlikte artık isyan etmekten ve taşıdığımız yüklerden yorulduğunuzda, bundan sonra kalbimde bu duyguları taşımak istemiyorum, olanı olduğu gibi kabul ediyorum dediğimizde bir seçim yapmış oluruz. Korkuya karşı sevgiyi seçeriz. O zaman gelecek kaygı olmaktan çıkar, çünkü ne olursa olsun her zaman iyi olacağına inanırsın, geçmiş acı olmaktan çıkar çünkü ne yaşamış olursan ol, olanın her zaman en hayırlısı olduğuna inanırsın. Güvenmek inanmaktır.