Ödül almak ve ödül geceleri
07.09.2020 günü DES yapım organizasyonu ile Yılın En başarılı kreatif tasarımcısı ödülüne layık görüldüm. Bana ödül vermek istediklerini söylediklerinde hissettiklerimi anlatmam çok zor olur. Önce ben ödül almayı hak ettim mi dedim kendime. Zaten çok keyif alarak ve sevdiğim bir iş için bir de bana ödül vereceklerdi. Hayatından çok keyif alıyorsun al sana ödül düşüncesi garip geldi. Sonra anladım ki zihinsel kalıplarım yüzünden tüm bunları hissediyordum. Bir çoğumuz- istisnalar mutlaka vardır- toplumsal olarak yetersizlik duygusunu yaşayarak büyüdük. Doğru yaptıkların zaten yapman gerekenlerdi, ödüle gerek yok. Hatalar kabul edilemez, başarısızlıktır.
Gerçeklere baktım sonra, bu koleksiyonları yapabilmek için gece gündüz zihnimde yaşattığımı modellere, kumaşlara, yeniliklere, sunabileceklerime, geliştirebileceklerime. Bunları hayata geçirmek için ne kadar çok çalıştığıma, kendimden en iyisini alabildiğimden emin olmadıkça tatmin olmadığıma. Hataların başarı yolunda olmazsa olmaz yardımcısı olduğunu zor yoldan da olsa öğrendiğim anlara. Diğer tasarımcılarla aramdaki fark daha iyi olmak değildi, bu işi yapma sebebimdi. Beni özgür kılan buydu. Kalbimdeki sevgiyi işim aracılığıyla diğer insanlara verebilmek. Bu benim insanları sevme ve hayatta var olma şeklim. Sevgim ödülü hak etti.
Son olarak da ödül almak ve ödül gecelerinin toplumda iyileştirici bir gücü olduğunu anladım. Ödül kelimesi sözlükte “yaptığı bir işten, bir davranıştan dolayı birine verilen armağan” olarak geçer. Bu, sen değerlisin ve yaptıkların da değerlidir demektir. Senin yaptıklarını görüyoruz ve takdir ediyoruz demektir. Ödül gecesinde gördüm ki ödül alan herkes ne iş yaparsa yapsın görülmenin ve değerli olmanın verdiği mutlulukla yaptıkları işte kendilerini daha da ileriye taşımak için çok hevesliydi.
Adı ne olursa olsun, yapım organizasyon şirketi kim olursa olsun Türk insanlarının kendi içlerinde birbirini takdir etmesi, yaptıkları için armağan vermesi, teşekkür etmesi kendimize olan güvenimizi arttırıyor ve bu bence topluma hizmettir. Sevgiyi insanlara vermenin başka bir şekli daha.
Anladım ki hayatımdaki insanlara, olaylara daha çok teşekkür etmeliyim. İçimizdeki yargıç tam tersini de düşünse kimse bizim için bir şey yapmak zorunda değil, bu sebeple bana yapılan en ufak yardım, hizmet ve desteği onurlandırmalıyım. Ama en önemlisi de kendi değerimi ve yeterliliğimi görmek ve kendime başarabildiğim her iş için ileriye doğru atabildiğim her bir adım için teşekkür etmek. Kendimi önce kendim ödüllendirmeye karar verdim.