İnsan olmak nedir?

İnsan olmak nedir?

İnsan olmak nedir?

Geçen sene Ağustos ayında Elon Musk; beynine bozuk para büyüklüğünde çip takılan domuzu tanıttı. Bu çipin amacı beyinle makine arasında arayüz oluşturmak. Musk basitçe şöyle açıkladı: “Beyninize takılan ve küçücük kabloları olan bir çeşit akıllı bileklik gibi”.

BBC News haberin detaylarında Neuralink adlı şirketin insanlar üzerinde denemelere başlamak üzere geçen sene başvuru yaptığını verdi. Bu arayüz, nörolojik sorunları olan insanların telefon ve bilgisayarlarını zihinleriyle kontrol etmelerini sağlayacakmış. Ayrıca bu çiplerin zaman içerisinde zihinsel diğer hastalıkları da iyileştireceğini söyleniyor. Bununla birlikte uzun vadeli amaç, Musk’ın “süper insan bilişselliği” adını verdiği bir çağda” insan ırkını yok edebilir “dediği yapay zekayla mücadele etmek.

Bu haber aklıma tek bir soru getirdi.

İnsan olmak nedir?

Biz gerçekten kim olduğumuzu, nelere gücümüzün yettiğini, beynimizin nasıl çalıştığını, vücudumuzdaki 37 trilyon hücreyi ve yaptıklarını biliyor muyuz? Bu hayata neden geldiğimizi, bize verilen yeteneklerin ve zekanın neye hizmet etmek için olduğunu kısacası varoluş sebebimizi biliyor muyuz? Ve en önemlisi de insan olmanın ne demek olduğunun farkında olmadan yaşama lüksümüz var mı?

Kur’an da Yasin suresi insana yazılmıştır. Ey İnsan diye başlar, bu hayatta görmek isteyenler ve arayanlar için her şey apaçık ortadadır. İnkar da edebilirsin, inanabilirsin de. Aklını kullanmak şartıyla kapılar birer birer açılır.

Ama konforlu bir hayat peşinde koşarken, güvenli bölgelerimizden bir adım bile dışarıya adım atma cesaretini bulamazken gerçekte kim olduğumuzu, potansiyelimizi anlamamız imkansızdır. Her gün tek amaç daha konforlu yaşamak, her şeye daha rahat ulaşmak, zihnimizi zorlamadan bizim yerimize düşünen akıllı telefonlara ve bilgisayarlara bel bağlamak. Beynin de bir kas gibi olduğunu düşünürsek spor yapıp kaslarını geliştiren ve güçlenen insanla hiç hareket etmeden yatan arasında farkı anlayabiliriz. Akıllı telefonlar kaslarımızı güçlendiremiyor değil mi ama maalesef beynimizi tembelleştirip zayıflatıyor. Sonra yine onlara ihtiyaç duruyoruz unuttuklarımızı hatırlatsınlar diye, ağzımızdan çıkan kelimeler reklam olarak önümüze kolayca düşsün diye.

Musk’ın dediğine katılıyorum.  Süper İnsan Bilişselliği dediği bir çağdayız. Ama bu çağda kendi yarattığımız yapay zekadan korkmak yerine, bunu yaratabilen aklımızın daha neler yapabileceğini keşfetmek, kim olduğumuzu anlamak, kendimizi küçültmek ve zayıflatmak yerine İNSAN ne demek onu anlamaya çalışmalıyız.  Biz sadece ilkel dürtülerimizle hayatta kalmak için bu dünyaya gelmiş olamayız. İçinde olduğumuz bu muhteşem sistemde bir görevimiz var. Zamanla bu bize unutturuldu, o kadar çok dikkatimiz dağıldı ki ruhumuzdan gelen o sesi duyamaz olduk.

Şimdi pandemi süreci ne kadar kötü gözükse de dışarıdaki dikkat dağıtıcılar hayatımızdan yok olduğunda hepimizi bir kaygı, endişe ve depresyon hali aldı. Ben niye yaşıyordum ki demeye başladık. Depresyon bile aslında insanın kendini bir kozaya alması ve dışardan soyutlayarak içine dönmesini ve kendini iyileştirmesi için gerekenleri yapmasına fırsat veren bir karantina hali bana göre.  Kaygılıyız evet, endişeliyiz evet çünkü artık fısıltıları duyabiliyoruz, hatırla diyen kalbimizi duyuyoruz. Ama ne yapmamız gerektiğini unuttuk. Zihin unuttu belki ama kalp, öz asla unutmaz.

Bizler muhteşem bir gücün bu dünyadaki varlığıyız ve hiçbir yapay zeka veya çip yaratanın işleyişini çözemez.  Zaten haberin devamında da bu girişimin çıkmaz sokak olduğu çok açıkça görünüyor.

Pennsylvania Üniversitesi’ndeki Kording Laboratuvarı’ndan Ari Benjamin, Musk’ın yayınından sonra BBC’ye verdiği röportajda, bu teknolojinin önündeki asıl güçlüğün, insan beyninin bütünüyle karmaşık yapısı olacağını söyledi:

 

“Kayıtları aldıktan sonra Neuralink, bunları deşifre etmek durumunda kalacak ve bir gün bu engele çarpacak: Ne kadar beyin hücresini kaydederse etsin, insan beyninin nasıl çalıştığına dair temel bilgilerimiz eksik.

 

“Deşifre etme hedefi ve hareket ettirme planları, beyin hücresinin kodlarını anlamadığımız sürece çok zor çünkü bunların tümü birbiriyle bağlantılı.”

NOKTA.

Eser Karacan

Leave a Reply

Your email address will not be published.