Hızlı Modanın nesi yanlış?

Hızlı Modanın nesi yanlış?

Hızlı Modanın nesi yanlış?

Hızlı Moda terimi Aralık 1989 yılında New York Times, makalesinde Zara ile ilgili aşağıdaki yazıyı paylaştıktan sonra ortaya çıktı.

 

“Zara’nın ABD operasyonunu yönetmek için ’89 Şubat ayında New York’ a gelen Juan Lopez şu açıklamayı yaptı. “Her hafta İspanya’dan yeni bir sevkiyat geliyor. Mağazadaki stok her 3 haftada bir yenileniyor. Peşinde olduğumuz şey, son trendlerdir. Yeni bir fikrin mağazaya taşınması 15 gün sürüyor.” Bu övünülecek bir şey olarak lanse edildi o dönemde. Hızlı Moda iyi bir şey miydi?

 

Hızlı moda, en son, en popüler trend giysilerin ve diğer moda ürünlerinin kitlesel perakendeciler tarafından hızlı ve ucuza yapılmasıdır. Bu trend ayrıca her kesimden insanın sevdikleri ünlüler gibi giyinme ve stillerini modellemesine yardım eder.  Tabi zamanla sosyal medya ve influencer pazarlamasının yükselişi, giysilerin hızla üretilip, giyilip ve atıldığı tempoyla da birleşince atılabilir kültürü doğurdu.  Alışveriş yapanlar böylece sürekli yeni olanı beklemeye ve istemeye şartlanmış oldu.

Tabi iyiyle birlikte kötü de geldi. Sorun kıyafetlerin ucuza üretilmesinde değil, bu kadar ucuz olmanın çevresel ve sosyal etkisinde. Yeni trendlere uygun modellerin piyasaya sürülme hızı aşırı üretimi ve tüketimi de yarattı. Zara’nın her yıl yaklaşık 840 milyon giysi piyasaya sürdüğü bildiriliyor. İngiltere’ de ortalama bir ürün atılmadan önce sadece 7 kere giyiliyor. Bu kadar üretim için gezegenin kaynaklarına ihtiyaç var kaçınılmaz olarak.

Moda endüstrisi tüm bu taleplere karşılık vermek için yılda 21 trilyon galon su kullanıyor. (37 milyon Olimpik yüzme havuzunu hayal edin.) 2014 yılında tarihte ilk kez dünya çapında giysi üretimi 100 milyarın üstüne çıktığı belirtiliyor. Buradan sonrası da pek iç açıcı değil, bu kadar fazla üretim stok ve satılmayan malların elde kalmasıyla sonuçlanıyor doğal olarak.

Sustainable Fashion Forum sitesinde yer verilen bilgiye göre, H&M, 2018 yılında 4,3 milyar dolarlık envanteriyle, Vasteras’ daki bir elektrik santralinde kömür yerine yakılmak üzere kıyafet verdiğinin bildirilmesi ardından manşetlere çıktı ve santralde 2017 yılında 15 ton giyilmemiş giysinin yakıldığı belirtildi. Bunun yarattığı emisyonun hava kirliliğine zararları mı daha kötü yoksa tüm bu kaynakların heba edilmesi mi daha kötü karar veremiyorum.

Hızlı moda kıyafetlerimize değer verme (veya vermeme) şeklimizi tamamen değiştirdi. Ucuz moda, fiyat etiketine yansımayan yüksek bir maliyetle geldi ancak birileri bir yerlerde bunu ödüyor. Bütçemize uygun fiyatlı alışveriş yapmayı sevmemize rağmen, sürdürülebilir bir şekilde alışveriş yapma imkanına sahipseniz eğer, bu evrensel katkıya değer.

Daha uzun süre giyebileceğimiz dayanıklı ürünler alabiliriz, aldığımız ürünlerin kumaşlarını ve ipliklerini sorabiliriz. Renk ve form olarak dayanıklı, kaliteli ürünler piyasadaki diğer ucuz ürünlere göre fiyat anlamında pek çekici gelmese de bir ürünü 6 ay yerine 1 sene giyebildiğimizde kendi karbon izimizi yılda %24 oranında azaltabiliriz.

Bunu tüm dünyadaki alışveriş alışkanlığına yansıtabildiğimizde ise işte o zaman hızlı modanın yanlışlarını düzeltmeye başlayabileceğiz.

Leave a Reply

Your email address will not be published.