Bu yazıyı İzmir Depreminin ertesi günü yazmaya başladım. ‘99 depremini İstanbul’da yaşayan biri olarak hatırlamak istemediğim anılarım zihnime düştü. Vücudum o günkü tepki ve korkuları yeniden hatırladı. Zaten virüsle dansımız henüz bitmemişken korku ve endişe dolu bir olay daha gündeme oturdu. Daha fazlasını gerçekten kaldırabilir miyiz ve bunlar ne zaman bitecek sorularının cevaplarını bilemediğimden kendime başka bir bakış açısı sunmaya karar verdim.
Bana karşı olan bir hayat değil benimle var olan bir hayat. Gezegenimiz canlı, doğa canlı, tüm sistem canlı. Biz insanlar bu gezegende tüm canlılarla, doğa ile ve canlı olan yeryüzü ile birlikte yaşıyoruz. Depremler doğal olaylar, virüsler de canlı ve doğaya ait. Biz de doğaya aitiz. Hepimiz tek bir bilincin farklı yüzleriyiz.
Tüm bu doğa olaylarını -afet ve bana zarar veren- olarak tanımlayarak ondan korkmak ve onun bana ceza verdiğini düşünerek kendimi suçlu hissetmek yerine birbirimize ait olduğumuzu hissettiğimde korku yerine anlayış geldi. Ama ben bu duygu durumunda yalnızdım, etrafım kaygısı artık dayanılmaz boyutlara ulaşmış, korkudan ne yapacağını bilemeyen insanlarla doluydu.
Ben de önce aynı onlar gibi hissederken birden farkındalıkla duygumu değiştirmiştim. Ardından TV ve sosyal medyayı takip etmeme kararı aldım hemen. Bu duyguyu korumam gerektiğini hissettim.
Bu beni duyarsız mı, sorumlu mu bir insan yapar diye sordum kendime. Etrafta bu kadar acı varken ben umursamıyor muydum yoksa kendi duygularımdan sorumlu bir insan olarak etrafımdaki insanların zaten istemsizce yaydığı korku titreşimlerine katkı sağlamayı mı reddediyordum. Ben insan olarak bu sorumluluğu almayı seçtim.
Bizler zihinsel olarak birbirimize bağlıyız, duygular ve titreşimlerimiz birbiriyle etkileşim halinde. Kelebek etkisini bilirsiniz, Edward N. Lorenz’in çalışmalarından biri olan KAOS TEORİSİ ile ilgilidir ve bir sistemin başlangıç verilerindeki küçük değişikliklerin büyük ve öngörülemez sonuçlar doğurabilmesine verilen addır. Kelebek etkisi denmesinin sebebi de verdiği örnekten kaynaklanır.
“Amazon Ormanları’nda bir kelebeğin kanat çırpması ABD’de fırtına kopmasına sebep olabilir.” Daha çok yaratılan bir kaosun büyüyerek artmasını ifade eder. İzmir’ de bir kelebek kanat çırpmıştı ve zaten var olan kaygı daha da büyütmeye devam ediyordu.
Ben de kendi kelebek etkimi yaratmaya karar verdim, ne kadar irade gösterip sürdürebilirsem o kadar. Kendim, ailem ve çevrem için gösterdiğim bir çabaydı bu. Ölenler ve yaralılar için dua edip aynı zamanda ayakta kalabilirsem insan olmanın sorumluluğunu almış olacaktım. Duyarsızlık belki de diğer türlüdür. O acılarla kendimizi yararsız yapmak değil, ayakta kalıp onlara hem fiziksel hem de ruhsal yardım ederek daha çok evrensel hizmette bulunabiliriz.